Türkiye’de Çocuğun İyi Olma Hali
Türkiye’de 2008- 2010 yılları arasında ‘Çocuğun iyi olma hali’ni anlamak: Kavramsallaştırma, Durum Tespiti ve Göstergelerin Belirlenmesi’ (ProjeNo: 108K235) araştırma projesi, TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı (Program Kodu 1001) kapsamında yürütülen araştırma projesi “çocuğun iyi olma hali” kavramının Türkiye bağlamında kullanıma açıldığı ilk çalışma olmuştur. Yeni bir teorik ve metodolojik perspektifin gelişmesini sağlamayı amaçlayan bu çalışma kapsamında İngilizce “child well-being” kavramı Türkçe’ye “çocuğun iyi olma hali” olarak çevrilerek kullanılmıştır. Çocuğun iyiliği, çocuk esenliği gibi farklı çevirileri de olan bu kavramsal çerçeve, çocuğa yönelik sosyal politikalar geliştirme sürecine kaynaklık eden, çocuğun yaşamını etkileyen konuları öznel ve nesnel olarak bütüncül şekilde ele alan hem teorik ve hem de metodolojik bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımla, kavramın çocuk alanı dışında geniş kapsamlı kullanımı arasında farklılık olduğu belirtilmelidir.
Yukarıdaki çalışmadaki kavramsal çerçeveden ve göstergelerden yararlanılarak Kalkınma Bakanlığı öncülüğünde UNICEF’in teknik desteğiyle çocuk yoksulluğu ve çocuğun iyi olma hali üzerine yapılan çalışmada yer alınmıştır. Bu araştırma “Çocuk Refahı Belgesi” olarak yayınlanmıştır. 2015 yılından itibaren Uluslararası Çocuğun İyi Olma Hali araştırmasına (ISCIWeb) dahil olunarak 21 ülkede 56.000’den fazla çocuğun katılımıyla gerçekleştirilen çalışmaya Türkiye’de de gerçekleştirerek karşılaştırmalı bir analiz gerçekleştirilmiştir.

Çocuğun iyi olma hali yaklaşımına dair Türkiye’deki literatüre katkı vermesi açısından diğer önemli çalışma ise UNICEF Türkiye 2011-2015 Ülke Programı çerçevesinde; UNICEF, Kalkınma Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın temsilcilerinden oluşan Çocuğun İyi Olma Göstergeleri Çalışma Grubu’nun Türkiye’ye Özgü Ulusal Çocuğun İyi Olma Hali Göstergeleri’nin geliştirilmesi üzerine yapmakta olduğu çalışmaları ve tartışmaları beslemek amacıyla kapsamlı bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma her alanda hali hazırda geliştirilmiş göstergelerin çocukların gözünden nasıl değerlendirildiğine ve yeni alanların ve/ya göstergelerin önerilip önerilmediğine odaklanmaktadır. Bazı dezavantajlı gruplara özel odakları da içeren bu araştırmada farklı yaş gruplarından toplam 562 çocukla anket çalışması ve 40 odak grup yapılmıştır. Bu çalışma kapsamında gösterge setleri hazırlanırken daha önce belirlenen sekiz alan beş başlıkla (Sağlık, Maddi Durum, Eğitim, Risk ve İlişkiler) ele alınmıştır. Çalışma ‘öznel iyi olma hali’ne odaklı olduğu için bu alan tüm alanları kesen bir biçimde yer almış, ‘Ev ve çevre’ hem ‘maddi durum’ hem de ‘risk’ alanında ve ‘Katılım’ ise ‘ilişkiler’ ve ‘eğitim’ alanında ele alınmıştır. Çalışma sonucunda bir gösterge matriksi önerilmiştir. Bu gösterge matriksi “Türkiye’de Çocukların Gözünden Çocuğun İyi Olma Hali Alanlarının ve Göstergelerinin Tanımlanması ve Değerlendirilmesi” başlıklı yayında detaylı olarak aktarılmıştır.
Türkiye’de de “çocuğun iyi olma hali” kavramına ilişkin bir diğer önemli gelişme ise 11. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2019-2023) çerçevesinde 2018 yılında hazırlanan Çocuk Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nun çocuğun iyi olma hali teorik çerçevesi üzerinden hazırlanmasıdır. Böylelikle Türkiye’de önemli bir ulusal politika belgesinde çocuğun iyi olma hali alanlarına yer verilmiştir.

2008-20010 yılları arasında gerçekleştirilen ilk çalışmada İstanbul örneklemini temsilen 963 çocuk ve ebeveyn ile anket çalışması ve seçilen bir mahalleye odaklanılarak 8-18 yaş grubunda toplam 60 çocukla derinlemesine görüşmeler, farklı çocuk grupları, anneler ve öğretmenler ile toplam 8 odak görüşmesi, 4. ve 7. sınıflardan toplam 19 gönüllü çocukla fotoğraf çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada, Türkiye’deki çocukların yaşamlarına etki eden koşulları daha iyi anlamayı kolaylaştıracak şekilde, uluslararası literatür temel alınarak Maddi Durum, Eğitim, Sağlık, Risk ve Güvenlik, Ev ve Çevre, Katılım, İlişkiler ve Öznel İyi Olma Hali şeklinde sekiz alanda gösterge setleri oluşturulmuştur. Projenin sonunda hem çocuğun iyi olma hali yaklaşımına ilişkin teorik ve metodolojik çerçevenin de detaylı aktarıldığı hem de yaptıkları araştırmanın bulgularının ve gösterge setlerinin yer aldığı “Eşitsiz Bir Toplumda Çocukluk” başlıklı kitap. yayınlanmıştır. Kitaba açık kaynak olarak erişilebilmektedir.
Çocuğun iyi olma hali çerçevesi farklı çocukluk deneyimlerini anlamak üzere yapılan çalışmalarda da kullanılmıştır. 2017 yılında Adana’da mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarıyla yapılan “Ben Kendim Büyüdüm Demiyorum-Adana’da (Mevsimlik Gezici) Tarım İşçilerinin Çocuklarının Yaşam Koşullarının Çocuğun İyi Olma Hali Perspektifinden İyileştirilmesi Projesi Araştırma Sonuçları“, İstanbul’da kentte çocuk işçiliğini anlamak üzere yapılan “Çalışan Çocuk: Bağcılar ve Küçükçekmece Pilot Araştırması” ve 2018 yılında ise İstanbul’da Ermeni göçmenlerin çocukları ile yapılan “Makeshift Lives: The State of Armenian-Citizen Migrants and Their Children Living in Istanbul” başlıklı çalışmalar örnek gösterilebilir.
Çocuğun iyi olma hali alanında son çalışmalardan biri ise Covid-19 salgınında çocuğun iyi olma haline ilişkin 2021 yılında Türkiye dışında 19 ülkenin de katıldığı uluslararası karşılaştırmalı araştırma ve Yaz 2020 döneminde ise nitel araştırma yapılmıştır. 10-13 yaş aralığından farklı sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerden gelen 50 çocukla yapılan nitel araştırma, maddi imkânsızlıkların özellikle ev koşulları ve uzaktan eğitim açısından pandemi döneminde oldukça büyük eşitsizlikler yaratsa da araştırmaya katılan tüm çocukların kaygı, korku ve endişe yaşadığını göstermiştir. Türkiye’den 804 çocuğun uzaktan ve yüz yüze görüşmelerle katıldığı araştırma çalışmasının sonuçları; araştırma kapsamındaki 20 ülkenin tamamında çocuklar pandemide öznel iyi olma hallerinin pandemi öncesine kıyasla düştüğünü, Türkiye çocukların mutsuzluğu açısından dördüncü sırada yer aldığını göstermiştir.
Son çalışma ise 2023 yılında İstanbul örnekleminde 800 hanede 800 çocuk ve onların ebeveynleri ile gerçekleştirilen araştırmadır. Araştırma; en düşük sosyoekonomik statüye sahip çocukların diğer çocuklara kıyasla yaşamlarından daha az mutlu, daha fazla kaygılı, daha fazla stresli ve daha fazla sıkılıyor olduklarını ortaya çıkarmıştır.